9 Eylül 2022 Cuma

Otomobille dereye yuvarlanan 19 yaşındaki Onur boğuldu

Otomobille dereye yuvarlanan 19 yaşındaki Onur boğuldu

Ramazan SARIKAYALI/ ANTALYA, (DHA)- ANTALYA'da, arkadaşlarıyla halı saha maçı yapan Bayram Onur Avcıoğlu (19), evine giderken kontrolünden çıkan otomobille uçtuğu derede boğuldu.



Kaza, saat 01.00 sıralarında, Kumluca ilçesi Kum Mahallesi Arıtma Tesisleri yakınında meydana geldi. Bayram Onur Avcıoğlu, ilçe merkezindeki halı sahada arkadaşlarıyla maç yaptıktan sonra evine gitmek için 07 VGS 22 plakalı otomobiliyle yola çıktı. Avcıoğlu'nun kontrolünden çıkan otomobil, Akmaz Deresi'ne yuvarlandı. Kazayı görenlerin ihbarıyla bölgeye polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ters dönen otomobilden çıkamayan Avcıoğlu'nun boğulduğu belirlendi. Avcıoğlu'nun cansız bedeni, araçtan çıkarılıp morga götürüldü. Avcıoğlu'nun cenazesi, Merkez Eski Camisi'nde kılınacak namazın ardından Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verilecek.



Öte yandan Bayram Onur Avcıoğlu'nun, Finike ve Kumluca'da devlet hastanelerinde uzun yıllar görev yapan ve sonra tıbbi tahliller laboratuvarı işleten mikrobiyoloji uzmanı Dr. Mesut Avcıoğlu'nun oğlu olduğu öğrenildi. (DHA)



FOTOĞRAFLI




https://bit.ly/3BqlUFI

Tur otobüsüyle çarpışan otomobildeki animasyon şefi ile eşi öldü

Tur otobüsüyle çarpışan otomobildeki animasyon şefi ile eşi öldü

Namık Kemal KILINÇ/SERİK (Antalya), (DHA)- ANTALYA'nın Serik ilçesinde tur otobüsüyle çarpışan otomobilin sürücüsü Tarık Taşar (41) ile eşi Gül Taşar (39) yaşamını yitirdi. 5 yıldızlı bir otelde animasyon ve eğlence şefliği yapan Tarık Taşar'ın mesai sonrası eşiyle eve giderken kazanın yaşandığı bildirildi.



Belek Mahallesi Turizm Caddesi'nde bugün saat 02.00 sıralarında, Kadriye Mahallesi yönüne giden Muzaffer Ş. yönetimindeki 07 ANT 266 plakalı tur otobüsü ile karşı yönden gelen Tarık Taşar yönetimindeki 31 EP 034 plakalı otomobil, kafa kafaya çarpıştı. Kazada otomobil sürücüsü Tarık Taşar ile eşi Gül Taşar yaşamını yitirdi. Otobüs şoförü ile 2 rehber ise kazadan yara almadan kurtuldu.



İhbar üzerine kaza yerine polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemenin ardından Tarık ve Gül Taşar çiftinin cenazeleri Antalya Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Otobüs sürücüsü Muzaffer Ş. ise gözaltına alındı.



Tarık Taşar’ın 5 yıldızlı bir otelde animasyon ve eğlence şefliği yaptığı, mesai sonrası eşiyle eve giderken kazanın yaşandığı bildirildi. 3 çocuğu olduğu belirtilen çiftin cenazeleri otopsi işlemlerinin ardından toprağa verilmek üzere Hatay’ın İskenderun ilçesine gönderilecek.



Polisin kazayla ilgili incelemesi sürüyor.





FOTOĞRAFLI




https://bit.ly/3DgPnTJ

8 Eylül 2022 Perşembe

Annesinin gözü önünde babasını öldürdü, mahkemede 'Öldüğünü düşünmüyorum' dedi.

Annesinin gözü önünde babasını öldürdü, mahkemede 'Öldüğünü düşünmüyorum' dedi.

Babasıyla yaşadığı tartışma sonunda onu av tüfeğiyle öldüren 21 yaşındaki Emirhan Şirinel, mahkemede "Ben babama ateş attım ama onun öldüğünü düşünmüyorum. Hala kendisiyle görüşüyoruz" dedi.

Bursa'nın Osmangazi ilçesi Çekirge Mahallesi 2'nci Çamlı Sokak'taki evde, 18 Mart'ta gece yarısı yaşanan baba-oğul tartışması kanlı bitti. Emirhan Şirinel'in kız arkadaşıyla evlenmesine karşı çıkan 45 yaşındaki baba Erkan Şirinel arasında tartışma çıktı.

Tartışma sırasında gözü dönen Emirhan Şirinel, evdeki av tüfeğiyle annesinin gözü önünde babasına ateş açtı. Saçmaların isabet ettiği Erkan Şirinel'in yere yığıldığını fark eden Emirhan da polisi arayıp, babasının intihar ettiğini iddia etti.

BABA OLAY YERİNDE ÖLDÜ

Olayın yaşandığı eve gelen sağlık ekipleri, Erkan Şirinel'in hayatını kaybettiğini belirledi. Şirinel'in cansız bedeni, otopsi için Bursa Adli Tıp Kurumu'nun morguna kaldırıldı.

EMNİYETTE CİNAYETİ ANLATTI

Emirhan ile annesi Pınar Şirinel (44), ifadeleri için emniyete götürüldü. Emniyette sorgusunda cinayeti itiraf eden Emirhan Şirinel, tutuklandı.

Bursa 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakkında 'üst soya karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan Erkan Şirinel, hakim karşısına çıktı. Duruşmaya annesi Pınar Şirinel ile taraf avukatları katıldı. Emirhan Şirinel, olay günü babasının, ailelerine yakışmadığını ileri sürüp hakaret ederek kız arkadaşından ayrılmasını istediğini belirtti.

'KORKUMDAN 'BABAM İNTİHAR ETTİ' DEDİM'

Daha sonra kız arkadaşıyla telefonda konuştuklarını belirten sanık Emirhan Şirinel, konuşmaya dahil olan kızın halasının, ilişkiye girdikleri için yeğenine tecavüz ettiğini kabul edip 1 hafta içerisinde evlenmeleri gerektiğini belirttiğini, ifade ederek şunları anlattı:

"Onların kapıya gelip konuşacaklarını söylemeleri üzerine babamın sinirlenip kız arkadaşıma zarar vermesinden korktum. Uyuyan babamın eline ateş etmek istediğim sırada odanın karanlık olması nedeniyle sonrasında omzundan yaraladığını gördüm.

Anneme olayı kimseye anlatmamasını söyledim. Korkumdan 'babam intihar etti' dedim. Babamın öldüğünü düşünmüyorum. Hala onunla konuşuyorum."

"Halam sanığı tehdit etmedi"

Duruşmada sanığın kız arkadaşı Simge B. de maktul Erkan Şirinel'in kendisine olumsuz tavrı olmadığını ve sanığın babasını neden öldürdüğüne hala anlam veremediğini söyleyerek, "Halam sanığı tehdit etmedi. Ben olay nedeniyle psikolojik tedavi görüyorum." dedi.

'ANNE BURAYA GEL, BABAMI ÖLDÜRDÜM'

Sanığın annesi Pınar Şirinel ise eşinin yıllardır çalışmadığını, psikolojik sorunları olduğunu ve kendilerine şiddet uyguladığını ileri sürdü. Olaydan bir süre önce eşinin, oğullarının kız arkadaşına yönelik söylemlerde bulunduğunu, olay günü de oğullarına hakaret ettiğini belirten Pınar Şirinel, "Gece uyuyorduk. Işık kapalıydı, bir patlama sesi duyuldu. Eşime baktım omzunda bir siyahlık vardı. 'Sana ne oluyor' dedim, bir şey diyemedi. Salona çıktım Emirhan, 'Anne buraya gel, ben babamı öldürdüm' dedi. Ben fenalaştım." diye konuştu.

Oğlunun intihar edeceğini söylemesi üzerine engel olmak için ona durumu kimseye anlatmayacağını söylediğini aktaran Pınar Şirinel, karakolda ise her şeyi olduğu gibi anlattığını dile getirerek, "Oğlum küçük yaşta psikolojik tedavi gördü. Evde eşime ait 4 silah, çok sayıda balta ve bıçak vardı." dedi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Sanığın akıl sağlığına ilişkin rapor alınmasına ve tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.


https://bit.ly/3ez4ZYq

Godina'nın yıktığı tarihi kalenin surlarını devlet onarıyor

Godina'nın yıktığı tarihi kalenin surlarını devlet onarıyor

Mehmet ÇINAR- Engin ANAK/ALANYA (Antalya), (DHA)- ANTALYA'daki Alanya Kalesi'nde, Avusturyalı Walter Godina'nın manzara için izinsiz korkuluk, pencere, seramik ve betonarme yapılar yaptığı, delerek, içine plastik boru döşediği ve yıkımına neden olduğu evine bitişik milattan önce 2'nci yüzyıla tarihlenen surlar, Antalya Rölöve ve Anıtlar Bölge Müdürlüğü’nce 1000- 1500 yıl önceki tekniklerle restore ediliyor.



Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapan ve yılda 2 milyona yakın ziyaretçi ağırlayan Alanya Kalesi'nin Ehmedek bölgesinde Avusturyalı Walter Godina'ya ait evin duvarlarıyla bitişik surlar, 2019'un nisan ayında yıkıldı. 8 metre genişlik ve 12 metre yüksekliğindeki surların yıkımı sonrası yapılan incelemelerde birçok skandal ortaya çıktı.



SURLARI DELİP PENCERE AÇARAK BORU DÖŞEMİŞ



Avusturyalı Godina'nın, tarihi milattan önce 2'nci yüzyıla dayanan surların üzerinde izinsiz korkuluk, pencere, seramik ve betonarme yapılar yaptığı belirlendi. Surların yıkımına neden olan bu izinsiz müdahalelere ek olarak, Godina'nın surları altını delerek atık sularını da boşalttığı ortaya çıktı. Godina'nın, suru delerek manzara izlemek için açtığı pencereyi ise tarihi taş duvar görünümlü kaplamayla gizlemeye çalıştığı belirlendi.



HUKUKİ SÜREÇ DEVAM EDİYOR



Olayın ortaya çıkması üzerine Alanya Müzesi Müdürlüğü’nce, Godina hakkında o dönem 2863 sayılı yasa çerçevesinde Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu üzerine başlatılan hukuki süreç halen devam ederken, surların restorasyonuyla ilgili de Godina, uzun bir süre mülkiyetinden geçiş izni vermedi.



RESTORASYON MALİYETİ AÇIKLANMADI



Bu yılın başlarında anlaşmazlığın çözümüyle Antalya Rölöve ve Anıtlar Bölge Müdürlüğü tarafından ihalesi yapılarak, surların restorasyonu başlatıldı. Ancak restorasyon işleminin maliyeti hakkında Antalya Rölöve ve Anıtlar Bölge Müdürü Serap Sevgi, bilgi vermedi. Alanya Kalesi Kazı Başkanı, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Osman Eravşar ise surların yıkımından bugüne kadarki süreci ve restorasyon işlemlerini anlattı.



'SURLARA BÜYÜK ÇELİK ÇİVİLER ÇAKMIŞ'



Prof. Dr. Eravşar, surlara büyük çelik çiviler çakıldığını belirterek, "Bu alandaki surların tahrip olmasının sebebi, üst tarafta bulunan evin onarımı sırasında yapılan izinsiz müdahalelerdi. Bu müdahaleler sonucunda surlarda derin çatlaklar oluştu ve nitekim surun bu bölümü yıkıldı. O alanda onarım öncesi yaptığımız araştırmalarda, alt kısımda üst taraftaki evin temellerini güçlendirmek amacıyla büyük çelik çiviler çakıldığını gördük. Murç tarzında ve bunların bir tanesi de yerinde sabit kalmış. Hatta bu sabit kalan parça bizim Helenistik dönem taşlarına saplanmış ve bu taşı da dışarıya doğru ittirdiğini tespit ettik" dedi.



'BİR KISMI HELENİSTİK, BİR KISMI KARAMANOĞLU'



Yapılan müdahalenin surların bu bölümünü tahrip ettiğini aktaran Prof. Dr. Eravşar, "Bu aşağı kesimdeki surun, Helenistik dönemden yaklaşık olarak M.Ö. 2'nci yüzyıldan kaldığını biz biliyoruz. Üst taraftaki en son bölümün ise Karamanoğlu döneminde yapıldığını tahmin ediyoruz. Yani aşağı yukarı 14'üncü yüzyıl. Yaklaşık olarak 1000 yıllık bir sur duvarından bahsediyoruz, '1000 yıldır bu ayakta ve neden 1000 yıl sonra yıkılıyor' diye baktığınızda bunun müdahale sonucunda olduğunu çok rahat tespit edebiliyoruz. Eğer bu müdahale olmasaydı, bu sur yine varlığına uzun bir süre devam edecekti" diye konuştu.



'KUZEYDOĞU KESİMİNDEKİ SURLARDA DA ÇATLAKLAR VAR'



Surun kuzeydoğu kesimindeki bir noktada da yine aynı şekilde çatlakların oluşmaya başladığını tespit ettiklerini anlatan Prof. Dr. Eravşar, şöyle konuştu:



"Bu da yine üst taraftaki izinsiz onarımdan kaynaklanıyor ve halen de izinsiz müdahaleler o bölümde giderilmiş değil. Surların yıkılan bölümü yaklaşık 7- 8 metre genişlik ve 11- 12 metre yüksekliğinde. Duvarın çift katmanlı olduğunu da anlıyoruz. Yani dış yüzünde bir duvar kısmı var, yıkıldıktan sonra anladık biz bunu, arka tarafında ise ikinci ve üçüncü bir duvar örgüsü daha gördük. Üst taraftaki evin bulunduğu kesim, 1'inci derecede arkeolojik sit alanı. O alanda da kazı yapılması gerekiyor ancak özel mülkiyette olduğu için vatandaşın izni olmadan bu alanda kazı yapmamız mümkün değil. Surların mülkiyeti Kültür ve Turizm Bakanlığımıza ait ancak bu bölüme geçiş yapabilmek için yine özel mülkiyetlerden izin almamız gerekiyor."



'DİĞER SURLARDAKİ PVC BORU HALA DURUYOR'



Bakanlığa ait olan bu sur duvarlarında özel şahısların yaptığı izinsiz, bilinçsiz ve zamanla yapılan müdahalelerin surların yıkılmasına sebebiyet verdiğine dikkati çeken Prof. Dr. Eravşar, "Şu an yine aynı şahsın evinin altında su tahliyesi amacıyla sur duvarlarının içerisine yerleştirilmiş PVC borular halen görülebiliyor. Bunlar da bize şunu gösteriyor; arka tarafı 1'inci derecede arkeolojik sit alanı olduğu için bu sit alanının içerisinde bir defa izinsiz bir çalışma yapmış ve aşağıya kadar inmiş. O borular yerleştirilmiş. Bu açıdan bunların ilgili idareler, mahkemeler ya da kurumlar tarafından değerlendirilmesi gerekiyor" ifadesini kullandı.



YASA GEREĞİ MÜLKİYETTEN GEÇİŞ İZNİ VERİLDİ



Surların restorasyonu için mülkiyetinden geçiş izni vermeyen Godina'yla anlaşmazlığın nasıl giderildiğini açıklayan Prof. Dr. Osman Eravşar, “Kendisine bakanlığımız yetkilileri ulaştı ve bu tür alanlarda medeni hukuk gereğince geçiş alanı tahsis etmesi gerekiyor. Medeni hukukumuzda kendi alanınız, mülkiyetinize geçmek için bir başkasının mülkiyetinden yer, yol verme zorunluluğu var. Bir çerçevede kendisinin avukatı buna rıza gösterdiğine dair bakanlığımıza muvafakatname iletti. Bu çerçevede de restorasyon çalışmalarına başlandı. Ama tabii ki sura yaptığı müdahalelere yönelik adli soruşturmalar halen devam ediyor" dedi.



'1500 YIL ÖNCEKİ TEKNİK UYGULANIYOR'



Restorasyonun nisan ayında başladığı ve tamamlanma aşamasına geldiğini dile getiren Prof. Dr. Eravşar, arazinin çok engebeli olması nedeniyle restorasyon işleminde 1000- 1500 yıl önceki tekniklerin uygulandığını şöyle anlattı:



"Buradaki zorluk şu; engebeli bu alanda modern inşaat ekipmanlarının kullanılamamasıydı. Vinç veya benzeri makineleri buraya sokamıyorsunuz. Bunun üzerine geleneksel yöntemlerle, yani surun 1000- 1500 sene önce inşasında hangi teknik kullanılıyorsa o teknik kullanılarak bu duvar yapılıyor. Dış kısmına ahşap bir iskele kuruldu. Bu iskeleyle düşen parçalar aşağıdan yukarı caraskal yöntemiyle tek tek çıkartıldı. Yapısal, taşın bünyesinde bozulma olanlar varsa bunlara tek tek enjeksiyonlar yapıldı, durumları sağlamlaştırıldı ve yerlerine konuldu."



'SURLAR SPREY BOYAYLA KİRLETİLİYOR'



Surlar yıkılmadan önce sur duvarının restorasyon projesinin ellerinde olması sayesinde, neyi nereye koyacaklarını tam olarak bilmelerinin büyük şans ve avantaj olduğunu kaydeden Prof. Dr. Eravşar, "Alanya'yı özel kılan şey, Alanya surları. Toplamda 6,5 kilometreyi bulan surların üzerlerinin sprey boya ve çeşitli yazılarla kirletiliyor. Sprey boyayla yazılıyor. Bunlar tarihi eser ve 1000- 1500- 2000 yıllık eserler ve kendini bilmez birkaç kişi gidiyor ya sevdiğinin adını yazıyor, ya başka bir şey, takımının adını yazıyor, bu tür sloganlarla surların üzerini kirletiyor. Ve ne yazık ki yaptıkları tahribatın farkında değiller, bilmiyorlar, bilinçsizce yapılıyor. Bunların eğitiminin verilmesi gerekiyor. O yüzden restorasyon, sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı'nı değil, sadece bu işle uğraşan bilim insanlarını değil, bütün toplumu ilgilendiren bir konu. Bu bilinç oluşturulursa bu eserleri daha sağlam şekilde geleceğe aktarmamız mümkün olacaktır" değerlendirmesinde bulundu. (DHA) 





FOTOĞRAFLI




https://bit.ly/3x8d5Ol

'Eşek Gibi Çalışıyorum' Paylaşımı Yaptı, Yakayı Ele Verdi!

'Eşek Gibi Çalışıyorum' Paylaşımı Yaptı, Yakayı Ele Verdi!

Hırsızlık için girdiği evden 240 bin liralık altın çalan Abdulbaki Kurt (24), kuyumcuda bozdurarak aldığı paraları gösterip, İbrahim Tatlıses'in 'Eşek gibi çalışıyorum, gecem gündüzüm belli değil' sözleriyle sosyal medyadan paylaşım yaptı. JASAT'ın eğlence mekanında yakaladığı Kurt tutuklanırken, harcanan paranın kalan kısmı ise sahibine teslim edildi.


Olay, 5 Eylül'de Denizli'nin Tavas ilçesinde meydana geldi. Besicilik yapan aile, akşam saatlerinde eve geldiğinde, altınlarının çalındığını fark edip, jandarmaya başvurdu. 

Soruşturma kapsamında, Denizli İl Jandarma Komutanlığı'nın Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT), çalışma başlattı. Bölgede ev ve iş yerlerinin güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen JASAT, hırsızlığı Abdulbaki Kurt'un yaptığını tespit etti. Tavas İlçe Jandarma Komutanlığı ile JASAT, Kurt'u yakalamak için harekete geçti. Kurt'un, çaldığı altınları Acıpayam ilçesine götürüp, kuyumcuda bozdurduğu belirlendi. Kurt'un altınları bozdurduğu anların güvenlik kamerası görüntüleri de alındı.

Altınları bozdurduğu görüntüler ortaya çıktı

Abdulbaki Kurt'un altınları bozdurmasının ardından elindeki 240 bin lirayı gösterip, İbrahim Tatlıses'in 'Eşek gibi çalışıyorum, gecem gündüzüm belli değil' sözleriyle sosyal medyadan paylaşım yaptığı ortaya çıktı. 

Önceki gün gazinoda olduğu belirlenen Kurt, JASAT ve Acıpayam Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin ortak operasyonuyla yakalanıp, gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Kurt, çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı. Kurt'un, paranın bir kısmıyla cep telefonu ve kol saati aldığı belirlenirken, üzerinde bulunan 200 bin lira ise sahibine teslim edildi.


https://bit.ly/3qtKJdj

Demre'de orman yangını

Demre'de orman yangını

Ahmet ACAR/DEMRE (Antalya), (DHA)- ANTALYA'nın Demre ilçesinde orman yangını çıktı. Bölgenin sarp ve kayalık olması nedeniyle yangına sadece havadan müdahale ediliyor.



Demre ilçesi Davazlar Mahallesi'nde bugün saat 15.00 sıralarında henüz belirlenemeyen nedenle orman yangını çıktı. İhbar üzerine bölgeye sevk edilen 2 uçak, 1 helikopterin yanı sıra Kaş ile Finike Orman İşletme Müdürlüklerine ait arazözler, Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne ait itfaiye araçlarıyla çok sayıda personel sevk edildi. Bölgenin sarp ve kayalık olması nedeniyle yangına sadece hava unsurlarıyla müdahale edilirken, kara ekipleri ise alevlerin yayılmaması için önlem aldı. Rüzgarlı havanın söndürme çalışmalarını zorlaştırdığı bölgede yoğun duman oluştu. (DHA) 





FOTOĞRAFLI




https://bit.ly/3D63P0H

Mandal almak isteyen otizmli genç, balkondan marketin önüne düştü

Mandal almak isteyen otizmli genç, balkondan marketin önüne düştü

Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA, (DHA)-ANTALYA'nın Konyaaltı ilçesinde ailesi ile pansiyonda kalan otizmli genç, mandal almak istediği sırada dengesini kaybedip, market tentesi ile birlikte zemine düştü; o anlar güvenlik kamerasına yansıdı.



Olay, gece saatlerinde Arapsuyu Mahallesi'nde meydana geldi. Erzurum'dan tatil için Antalya'ya gelen ve pansiyonda konaklayan ailenin otizmli oğlu, 1'inci kat balkonundan mandal almak istediği sırada dengesini kaybedip, marketin tentesi ile birlikte zemine düştü. İlk müdahaleyi yapan market çalışanları, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi'ne bildirdi. Hastaneye kaldırılan otizmli gencin durumunun iyi olduğu belirtildi.



Market sahibi Esen Peksoy, "Çatıdan biri düştü diye aradılar. Videoyu attılar, görüntüyü izleyince şok oldum. Dua ettim, gence bir şey olmamış, Allah korumuş. Ben marketten çıktıktan sonra olay gerçekleşmiş" dedi.



Bu arada olay, güvenlik kameralarına yansıdı. (DHA)





FOTOĞRAFLI




https://bit.ly/3RJTFHi

Bakan Bilgin: EYT de sözleşme sorunu da önümüzde, çözüyoruz

Bakan Bilgin: EYT de sözleşme sorunu da önümüzde, çözüyoruz

Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA)- ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, "Asgari ücreti yüzde 80 artırdık, önce yüzde 50, sonra yüzde 30 artırdık. Sonra 3600, birçok uygulama da yaptık ve bunlar devam ediyor. Önümüzdeki dönemde de sözleşme sorunu önümüzde çözüyoruz, EYT sorunu önümüzde, çözüyoruz. Bütün sorunları çözüyoruz” dedi.



Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Antalya İl Başkanlığı'nın Kepez Erdem Bayazıt Kültür Merkezi'nde yeni üyeler için düzenlenen rozet takma törenine katıldı. AK Parti'nin Antalya, Isparta, Burdur, Konya ve Mersin milletvekilleri, Antalya İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda partilinin yer aldığı törende Bakan Bilgin ve Binali Yıldırım, partiye yeni üye olanların rozetlerini taktı. İl Başkanı Taş, son 8 ayda 14 bin 500'den fazla kişiyi üye yaptıklarını ve bu törene katılan yeni üyelerin 5 farklı partiden AK Parti'ye geldiklerini açıkladı.



Bakan Vedat Bilgin ise konuşmasında, Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu belirterek, 3 büyük mesele olarak gösterdiği bağımsızlık, demokratikleşme ve kalkınma konularındaki gelişmeleri anlattı. Bugün konjonktürel olarak bazı sorunlar yaşandığını belirterek enflasyon sorununa değinen Bakan Bilgin, "Enflasyon sorununun kaynağının elbette ki petrol, doğal gaz gibi enerji kaynakları olduğunu biliyorsunuz. Çünkü bunlar Türkiye'ye yaklaşık 50 milyar dolar ilave bir yük getirmiş. Ortalama bizim bu enerji kaynaklarına yıllar itibarıyla harcadığımız para 45-47 milyar dolar, bazen 38 milyar dolar civarındadır. Ama bu sene yıl sonu itibarıyla bunun 150 milyar dolar olacağını tahmin ediyoruz. Petrol fiyatları düşerse biraz daha aşağı düşmesini bekliyoruz. Yani 50 milyar dolar daha fazla para ödüyoruz. Bu enflasyon olarak yansıyor. Enflasyonun kaynağı nedir diye soranlar buraya baksın" dedi.



'250 MİLYAR DOLAR İHRACAT YAPAN BİR ÜLKEYİZ'



Türkiye'nin bunu büyüyerek, sanayi ürünlerini artırarak, ürünleri dışarıya daha fazla satarak aşacağını kaydeden Bakan Bilgin, "250 milyar dolar ihracat yapan bir ülkeyiz. Bütün bu soruların kaynağında Türkiye'nin daha fazla döviz talebinden, daha fazla döviz üreten bir ülke haline gelmesi gerekiyor. Bunu aşacak güçteyiz. İki çeyrekteki büyümemiz bunu gösteriyor. Yani dolar burada basılmadığına göre, biz dövizi ekonomik olarak, turizmle büyüteceğiz. Antalya bu işi üstlenmiş, götürüyor. Türkiye'nin bütün turizm kaynaklarının harekete geçtiğini Antalya'nın turizm gelirlerinde görebiliyoruz. Sorunlarımız var, sorunlarımızı biliyoruz, sorularımıza karşı da tedbirler alıyoruz" diye konuştu.



'SÖZLEŞME VE EYT SORUNU ÖNÜMÜZDE'



Bakanlık olarak toplumsal sorunların karşısında sosyal politikalarla mücadele ettiklerini kaydeden Bakan Bilgin, şunları söyledi:



"Asgari ücreti yüzde 80 artırdık, önce yüzde 50, sonra yüzde 30 artırdık. Sonra 3600, birçok uygulama da yaptık ve bunlar devam ediyor. Önümüzdeki dönemde de sözleşme sorunu önümüzde çözüyoruz, EYT sorunu önümüzde, çözüyoruz. Bütün sorunları çözüyoruz. Dosya dosya hepsini çözüyoruz. Türkiye'nin emekçileri, çalışanları, işçileri endişe etmesin. Türk devleti sosyal bir devlettir ve sosyal bir devlet olmanın sorumluluğunu yerine getirecektir."



'TÜRKİYE DÜNYANIN MERKEZİNDE'



Binali Yıldırım ise konuşmasında, Antalya'yı dünyanın en güzel ili olarak niteleyerek, "Bu sene Covid'den sonra turizm sektörü ciddi anlamda canlandı. 2019 öncesine doğru adım adım ilerliyoruz. Şimdi gelirken öğrendim, gelen misafir başına katma değer de yüzde 50 oranda artmış. Yani daha az gelse bile getirisi daha fazla. Kaldı ki daha fazla gelecek. 1000 dolara yaklaşmış misafir başına geliri. Türkiye, dünyanın merkezinde, buna itirazı olan var mı? Türkiye'den 3 saat uçtuğunuzda 56 ülkeye ulaşıyorsunuz ve 30 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşıyorsunuz. Onun için dünyadan herkes akın akın Türkiye'ye, Antalya'ya geliyor" dedi.



'BÜYÜK BİR AİLE'



Yıldırım, "AK Parti ailesi büyük bir aile. Türkiye'de AK Parti dahil kayıtlı toplam üye sayısı 14 milyonun biraz üzerinde. Bunun ne kadarı diğer partiler, 100 küsur parti ve 2,9 milyonunu çıkın, geriye kalanı AK Parti. 11 milyonun üzerinde kayıtlı üyemiz var, kağıt üzerinde değil, canlı, heyecanlı, her gün çalışan, kapı kapı dolaşan, gönüllere giren... Eğer böyle olmasaydı, başarılarla dolu 21 yıl nasıl geçecekti? 3 Kasım seçimlerinde AK Parti 10 milyon 900 bin aldı. 11 milyondan az, bugün üye sayımız bundan fazla, nereden nereye geldik görüyorsunuz. Diğer partileri dörtle çarpıyorsun, eşit AK Parti oluyor üye sayısı bakımından. Şimdi 6+1 diye bir şey var. 6+1 ama o 1 nerede kimsenin gördüğü yok. Bugünlerde aşağıdan tekmeyi vurmayı başladı. Yukarıda 'hop yandım' diye bağırmalar başladı. Daha da bağıracaklar. Herkes kafasına koysun, Türkiye'de seçim 6+1'le değil, 50+1'le kazanılır. AK Parti'nin 21 yıldır ortaya koyduğu zaferler meydandadır" diye konuştu.



'GÖNLÜMÜZDE HERKESE YER VAR'



Ekonomik konulara değinen Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:



"Sokakta ekonomiyle ilgili çok konuşuluyor. Bugün bütün dünyanın büyük bir ekonomik buhrandan geçtiğini hepimiz biliyoruz. Avrupa ülkeleri, klimanın ayarını 25 dereceye çıkarıyor. Klimada eğer kapı açıksa ceza yazıyorlar. 'Odununuzu kömürünüzü hazırlayın, kış zor geçecek' diyorlar. E buraya gelsinler, bizim hem insanımız sıcak hem iklimimiz sıcak, onları bekliyoruz. Bizim gönlümüz de geniş, gönlümüzde herkese yer var. Zaten başlamışlar kışı Türkiye'de geçirelim. Değerli kardeşlerim enflasyon çok kötüdür, bunu en iyi biz biliriz. 70- 80- 90'lı yıllarda bunun acısını biz yaşadık, bedelini biz ödedik. 2001 krizi, bankaların batmasının sebebi yüksek enflasyon, zayıf, güçsüz koalisyon yönetimleridir. Türkiye ekonomi, demokrasi, kalkınma adına ne kadar iş yapmışsa bunlar hep güçlü iktidarlar zamanında olmuştur" dedi.



'CANLARINI SIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ'



6'lı masanın geleceğe dair dış politika, ekonomi, kalkınma, sosyal politikalarla ilgili söylemleri olmadığından bahseden Binali Yıldırım, "Ne diyorlar? 'Recep Tayyip Erdoğan'ı indireceğiz.' İndiremezler. Çünkü Erdoğan'ın arkasında millet var millet. 'Recep Tayyip Erdoğan'ı indireceksiniz ne olacak' diyoruz, 'Valla onu bize söylemediler ondan sonrası için talimat almadık. Bizim şimdiki görevimiz Erdoğan'ı indirmek' diyorlar. Değerli kardeşlerimiz şakası yok. Türkiye sadece Anadolu topraklarında değil, Balkanlarda, Kafkaslarda, Akdeniz'de, Karadeniz'de, her yerde bir güvence, istikrarın güvencesi, emperyal güçlerin bölgedeki emellerini kursağında bırakan bir Türkiye var, Erdoğan var. Bu da onların canını sıkıyor. Canlarını sıkmaya devam edeceğiz. Hazır mısınız Antalya? Erdoğan'ı rekor oyla tekrar Cumhurbaşkanı seçecek miyiz? Durmak yok yola devam" diye konuştu.



NOBEL ÖDÜLÜ ELEŞTİRİSİ



Nobel ödüllerinin verildiğine değinen ve eleştiren Binali Yıldırım, şunları söyledi:



"Eften püften, bilmem nerenin bilmem nesi Nobel ödülü. Kardeşim Recep Tayyip Erdoğan 21 yıldır hem Türkiye'de terörü bitiren, darbelere 'dur' diyen, olmadı Ukrayna-Rusya savaşının sona ermesi için her türlü inisiyatifi alan, kıtlığa açlığa karşı ateş arasından tahıl yüklü gemileri bütün dünyaya gitmesini sağlayan lider. Balkanlarda o kaynayan bölgeyi Sırbistan'la, Hırvatistan'la, Bosna Hersek'le iyi ilişkiler çerçevesinde 90'lı yıllarda yaşanan vahşetin tekrar yaşanmaması için her şeyi ortaya koyan Recep Tayyip Erdoğan, Nobel Ödülü almayacak da kim alacak? İşte burada ideolojik tutumu görüyoruz. Burada da bir ideoloji var. Kimsenin nasırına basmazsan, 'yes sör' dersen eften püften konulardan seni aday gösterirler. Bölgesel adaleti, küresel dengeyi, göçleri, mülteci sorununu, iç karışıklıkları, savaşları, kıtlığı, yokluğu sona erdirmeye çalışırsan, 'dünya 5'ten büyüktür' diyerek fonksiyonu sona gelmiş BM'ye dikkat çekersen o zaman mazlumları ve mağdurları uyandırmış olursun. Orada iş başka. Önemli değil. Recep Tayyip Erdoğan ödülünü insanlıktan alıyor, Türk milletinden alıyor. Verdiği mücadeleyle alıyor." (DHA)





FOTOĞRAFLI




https://bit.ly/3RJOY04

Cennet vatanımız bunu da gördü; 'Saman' dolandırıcılığı

Cennet vatanımız bunu da gördü; 'Saman' dolandırıcılığı

Dolandırıcıların yeni yöntemi saman satışı ilanı oldu. Dolandırıcılık olaylarının artması üzerine, Kütahya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri soruşturma başlattı.

Yapılan incelemede sosyal medyaya satış ilanı veren şüphelilerin, satmayı vaat ettikleri samanlar için kaparo alıp ortadan kaybolduğu, bu yöntemle farklı kentlerden 14 kişiyi dolandırdıkları anlaşıldı.

10 ADRESE EŞ ZAMANLI OPERASYON

Polis ekiplerince bir süre izlenen şüpheliler, E.Y. (43), A.Ç. (45), M.A. (37), Ş.İ. (52), E.S. (50), N.K. (56), F.E. (34) ve R.Ö. (38) savcılık talimatıyla 10 adrese yapılan eş zamanlı baskınlarla yakalanarak gözaltına alındı.

ELE GEÇİRİLENLER

Şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda 2 adet ruhsatsız tabanca, 15 bin lira nakit para, çok sayıda cep telefonu ile sahte kantar fişleri ele geçirildi.

TELEFON HATLARINI KULLANDIRANA YÜZDE 40 PAY

Sosyal medya üzerinden dolandırdıkları kişileri sahte kantar fişleri ile oyaladığı tespit edilen şüphelilerin, dolandırıcılık için kendilerine telefon hattı kullandıran bir kişiye ise yüzde 40 pay verdiği ortaya çıktı.

Dolandırıcılık çetesinin elebaşısı olduğu belirlenen A.Ç.’nin aynı yöntemle elde edilen altın ve ziynet eşyalarını bir kuyumcuya bıraktığını tespit etti. Yapılan aramada A.Ç.’ye ait olduğu tespit edilen 250 bin lira değerinde 35 cumhuriyet altını, tektaş, tuğra, altın zincir, altın küpe ve 3 adet bileziğe bulundu.

20 yıl 18 gün hapis cezası olduğu öğrenildi

Gözaltına alınan şüphelilerden A.Ç.’nin 20 yıl 18 gün kesinleşmiş hapis cezası, E.S.’nin ise 2 ayrı dosyadan arandığını belirledi. Geçirildikleri sağlık kontrolünün ardından 8 şüpheli ifadeleri için Kütahya Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

Öte yandan operasyon kapsamında T.K. ve İ.D. isimli 2 şüphelinin de arandığı belirtildi.


https://bit.ly/3QvLOfo

Serap Turfan'ın hikayesi Müge Anlı'ya damga vurdu! Aşkına inandı 350 bin lira dolandırıldı

Serap Turfan'ın hikayesi Müge Anlı'ya damga vurdu! Aşkına inandı 350 bin lira dolandırıldı

Yeni sezona iddialı bir giriş yapan Müge Anlı ile Tatlı Sert'te gündeme gelen dolandırıcılık hikayesi duyanları şaşkına çevirdi. Kendini 'Kubilay' olarak tanıtan Emrah Özdemir tarafından 300 bin lira dolandırıldığını ileri süren 47 yaşındaki Serap Turfan sesi titreyerek yardım istedi.

Gündüz kuşağının fenomen programı "Müge Anlı ile Tatlı Sert" hafta içi her gün birbirinden ilginç konu ve konuklarla izleyenleri ekran başına topluyor. Son olarak kendini 'Kubilay' olarak tanıtan Emrah Özdemir tarafından 300 bin lira dolandırıldığını anlatan 47 yaşındaki Serap Turfan hikayesiyle izleyenlerin ağzını açık bıraktı.

Müge Anlı ile Tatlı Sert

İstanbul'da yaşayan 47 yaşındaki Serap Turfan, kendisini 'Kubilay' olarak tanıtan ve iş adamı olduğunu söyleyen Emrah Özdemir'e aşık olduğunu ve bunun sonunda borç batağına saplandığını anlattı. Serap Turfan'ın hesaplarından 'Canım erkeğime ödeme gönderiyorum', 'Borç ödemem', 'Dolar ödemem' yazarak kendi hesabına para gönderen Özdemir'in tamamen yalan üzerine bir ilişki kurduğu ortaya çıktı. 

Serap Turfan

"KENDİNİ İŞ ADAMI OLARAK TANITTI"

Vaatlere kandığını ve büyük bir üzüntü duyduğunu dile getiren mağdur kadın şöyle konuştu:

"Benden tablo almaya geldi. Kendisini 'Kubilay' olarak tanıttı. Büyük bir aileden olduğunu söyledi. 1 Ağustos'tan önce tanıştık kendisiyle. Benden tablo almaya geldi. Ondan sonra benimle diyaloğa geçmeye çalıştı. Ben onu reddettim konuşmalarımda. 'Müsaade edin bana ben sizi mutlu edeyim.' dedi. Kendini iş adamı olarak tanıttı. Beni kendine çekti güzel laflarıyla. 'Sana iş yeri kuralım, burayı devret' dedi" 

"BEN SENDEN SEVGİ İSTEDİM"

Zaman ilerledikçe erkek arkadaşının kendisine "İşyeri açacağız ya. Kredi çekelim ben bunu bir hafta sonra kapatırım" şeklinde baskı yaptığını ileri süren Turfan "Ben sonrasını hatırlamıyorum. Ne verdi bana bilmiyorum. Telefonumu istedi, verdim. Girdi hesaplarıma. Tabancası da var yanında. Ben korktum ister istemez. Bütün hesaplarımı sıfırladı" diye konuştu. Konuşurken sesi titreyen Turfan, aşk sandığı şeyin bir anda kabusa dönmesini "Ben senden ne istedim? Sevgi istedim. Kafamı yaslayabileceğim bir sevgili, anne, baba, erkek arkadaşı istedim" sözleriyle ifade etti. 

Müge Anlı ile Tatlı Sert Serap Turfan

İçine düştüğü durumdan kurtulmak için soluğu Müge Anlı'da alan Turfan, Özdemir'e seslenerek "Bankayla gittim konuştum. Şu an bir şey yapamayız dediler. Çaresiz kaldım. Hiçbir şeyim yok. Neyi veriyorum. Eğer vicdanı varsa, gerçekten adam gibi adamsa gelsin beni bu mağduriyetten kurtarsın" dedi.

Müge Anlıda dolandırıcılık hikayesi


https://bit.ly/3qjLnKr

Yüksek kirada emlakçıların parmağı

Yüksek kirada emlakçıların parmağı

Üniversitelerin kayıt dönemi olması ve öğrencilerin ev arayışlarının hızlanmasıyla fırsatçılar yine devrede. İddialar bu kez dairesini kiralayacak ev sahiplerine bazı emlakçılar tarafından 'taban fiyat' baskı yapıldığı yönünde.  

Sabah Gazetesi'nde yer alan habere göre, her bölgeye taban fiyat belirleyen emlakçılar, belirlenen rakamın altındaki kira fiyatlarına da engel oluyor.


Habere göre emlakçılar platformlara ilan koyan ev sahiplerine ulaşarak 'Bu bölgenin kirası daha yüksek, siz ucuza veriyorsunuz. Biz evinizi daha yüksek fiyattan kiralarız' diyor. 

Bölgedeki bütün emlakçıların ortak hareket etmesiyle ise o fiyat referans fiyat halini alıyor. Bu aşamadan sonra da bütün evler emlakçının belirlediği fiyattan kiraya verilmeye başlanıyor.

Emlakçılar ayrıca kiracıları da 'Bölgede fiyatlar böyle, yapacağımız bir şey yok. Ev sahibi bu fiyatın altına verme diyor' şeklinde ikna etmeye çalışıyor.  

Haberde ayrıca durumun birçok bölgede yaygın bir şekilde görüldüğüne vurgu yapılıyor.



https://bit.ly/3qliwFJ

Serik'te berber ve kuaförler pazar günü kapalı

Serik'te berber ve kuaförler pazar günü kapalı

 



Namık Kemal KILINÇ/SERİK, (DHA) - ANTALYA'nın Serik ilçesinde berber, kuaför ve güzellik salonları 1 Ekim'den itibaren pazar günleri kapalı olacak.




Ticaret Bakanlığı'nın ekim ayı itibarıyla berber, kuaför ve güzellik salonlarının haftanın bir günü kapalı olacağı yönündeki kararı sonrası Serik Esnaf ve Sanatkarlar Odası tarafından Serik Belediyesi Düğün Salonu'nda toplantı yapıldı. Toplantıya Serik Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Recep Savaş, Serik Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Bayar Savran, Serik ve Çevresi Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Ali Gülaydın ve esnaflar katıldı.




Serik Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Savaş, Ticaret Bakanlığı'nın 1 Ekim'den itibaren ülke genelinde tüm berber, kuaför ve güzellik salonlarının haftanın bir günü kapalı olması yönünde aldığı karar hakkında bilgilendirme yaptı. İlçede 150 kuaför salonu, 195 berber dükkanı ve 26 güzellik salonu olduğunu belirten Savaş, "Berber esnafımızdan haftada bir gün tatil olması, iş yerinin kapatılması konusunda çok talep olduğu için bu yönde karar alındı. Aile hayatı ve aile birliğinin çalışma hayatının hengamesinde kaybolmaması için en azından haftada bir kez insanların eşleri ve çocuklarıyla gün geçirebilmeleri için yasal düzenleme yapıldı" diye konuştu.




Toplantıda berber, kuaför ve güzellik salonlarının hangi gün kapalı olacağı yönünde karar alınmasını amaçladıklarına değinen Savaş, "Yarın kararımızı bildirmemiz gerekiyor. Bakanlık kararında berber, kuaför ve güzellik salonlarını çarşı, alışveriş merkezi, otel, mahalle gibi ayırmamış. Haftada 1 gün tatilde hepsi kapanacak" dedi.




Başkan Savaş, berber, kuaför ve güzellik salonlarının pazar günü kapalı kalması önerisini esnafa sundu. Önerinin esnaf tarafından kabul edilmesiyle ilçedeki berber, kuaför ve güzellik salonlarının pazar günü kapalı olması kararlaştırdıldı. Savaş, esnafın pazar günleri düğünler için verilecek berber ve kuaför hizmetleri için 3 saatlik çalışma talebini de oylamaya sundu. Oylama sonrası esnafın pazar günü saat 13.00 ile 16.00 saatleri arasında esnaf odasından alınacak izinle hizmet verebilmesi görüşünün ilgili bakanlığa sunulması kararlaştırıldı.



FOTOĞRAFLI





https://bit.ly/3RsbtXL

Çöp kamyonunun altında kalan motosikletli öldü

Çöp kamyonunun altında kalan motosikletli öldü

 



Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA,(DHA) - ANTALYA'da kullandığı motosikletle çöp kamyonunun altında kalan Okan Şahin (39) hayatını kaybetti. Kaza sonrası Şahin'in cansız bedeni Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırılırken, kamyon sürücüsü gözaltına alındı.




Kaza, sabah saatlerinde Kepez ilçesi Necip Fazıl Kısakürek Caddesi'nde meydana geldi. 07 ATC 807 plakalı motosikleti ile seyir halindeki Okan Şahin, F.M.(28) yönetimindeki Kepez Belediyesi'ne ait 07 BBJ 288 plakalı çöp kamyonu ile çarpıştı. Kazada Şahin, çöp kamyonun altında kaldı. Çevredeki vatandaşların ihbarıyla kaza yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Polis ekiplerinin güvenlik şeridiyle önlem aldığı yolda sağlık ekipleri motosiklet sürücüsü Okan Şahin'in hayatının kaybettiğini tespit etti.




Kaza yerindeki incelemenin ardından cenaze Antalya Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırılırken, kamyon sürücüsü F.M. gözaltına alındı.(DHA)




 




FOTOĞRAFLI





https://bit.ly/3Qp7TMM

Sıcaklıklar yeniden artıyor

Sıcaklıklar yeniden artıyor

ANKARA (İGFA) - Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan son değerlendirmelere göre Türkiye'nin kuzey kesimlerinin parçalı yer yer çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz kıyılarının yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor.

Hava sıcaklığında bugün önemli bir değişiklik olmazkenn, kuzey, iç ve doğu kesimlerde 2 ila 4 derece artacağı diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacağı tahmin ediliyor.

Rüzgârın gün boyunca Doğu Anadolu'nun güneydoğusunda güney ve güneybatıdan kuvvetli olarak (40-60 km/saat) esmesi beklendiğinden yaşanabilecek olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği konusunda uyarıldı.

Bu arada hava sıcaklıklarının yarından itibaren batı kesimlerden başlayarak artacağı, hafta sonunda mevsim normalleri üzerinde seyretmesi bekleniyor.


https://bit.ly/3L01qXl

Sokaktan gelen 'Zalım', jandarmanın dedektör köpeği oldu

Sokaktan gelen 'Zalım', jandarmanın dedektör köpeği oldu

 





ANTALYA,(DHA) - MURATPAŞA Belediyesi Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi'ne yaklaşık 1 ay önce getirilen 13 aylık bir sokak köpeği, şimdi Nevşehir'de Jandarma At ve Köpek Eğitim Merkezi'nde özel eğitimden geçiyor. 'Zalım' adı verilen köpek, eğitimin ardından zorlu görevlerde jandarmaya eşlik edecek.



Antalya Muratpaşa'da Belçika Malinois ırkı bir köpek yaklaşık bir ay önce sokaktan alınarak belediyenin Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi'ne getirildi. Köpeğin kontrolleri ve tedavisinin ardından sahiplendirmesi için çalışmalar başladı. Eğitim konusunda başarısıyla bilinen ırkın sahiplendirilmesi için jandarmayla iletişime geçildi. Yapılan değerlendirmenin ardından 13 aylık köpek Nevşehir'de Jandarma At ve Köpek Eğitim Merkezi'nde özel eğitime alındı.



Jandarmanın hassas burnu olması için verilen eğitimlerde ilk haftalar geride kalırken köpeğe 'Zalım' adı verildi. Zalım'ın Nevşehir'deki eğitimi yaklaşık 4 ay sürecek. Eğitimlerin ardından Zalım, dedektör köpek olarak zorlu görevlerde, operasyonlarda jandarmaya eşlik edecek.(DHA)





FOTOĞRAFLI





  




https://bit.ly/3ezPZcY

Manavgat'ta kaza: 4 turist yaralı

Manavgat'ta kaza: 4 turist yaralı

 





Mithat ABAKAN/ANTALYA,(DHA) - ANTALYA'nın Manavgat ilçesinde sürücüsünün tekeri patladığı için önlem almadan yol kenarına park ettiği minibüse, aynı yönden ilerleyen kamyonun çarpması sonucu 4 turist hafif yaralandı.



Kaza, saat 00.00 sıralarında D-400 karayolundaki transit geçiş köprüsünde meydana geldi. Turistleri Antalya Havalimanı'ndan ilçedeki bir otele götüren Hüseyin Şahin'in kullandığı 07 AJM 418 plakalı minibüsün tekeri patladı. Sürücü minibüsü yol kenarına park ettikten sonra tur şirketindeki görevliye haber vermek istedi. Bu sırada aynı yönde ilerleyen Abdullah Özcan kullandığı 07 LGR 73 kamyonla sürücüsünün yolda önlem almadan park ettiği minibüse çarptı.



Kazada minibüsteki Çekya uyruklu Bartosz Kowalczyk ve Kamila Kowalczyk ile 2 aylık bebekleri Igor Kowalczyk ve Markus Kowalczyk (6) yaralandı. İhbar üzerine polis, itfaiye ve sağlık ekipleri kaza yerine sevk edildi.



Sağlık ekiplerinin müdahelesinin ardından yaralılar ilçedeki hastanelere götürüldü. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi. Kaza nedeniyle ulaşımın tek şeritten gerçekleştiği D-400 karayolunda 5 kilometrelik araç kuyruğu oluştu. Kaza yapan araçların kaldırılmasıyla ulaşım yeniden sağlandı.





FOTOĞRAFLI




https://bit.ly/3qqDVNy

Prof. Dr. Cihan: Meme kanserini erkekler de ciddiye almalı

Prof. Dr. Cihan: Meme kanserini erkekler de ciddiye almalı

Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Şener Cihan, meme kanserinin bir kadın hastalığı olarak bilinmesine rağmen erkeklerin de meme kanserine yakalanabileceğini söyledi. Cihan “Kadınlarda meme kanseri görülme oranı daha fazla iken (8 kadında 1) erkeklerde bu oran daha azdır (800 erkekte 1). Ancak erkeklerin çoğu bu hastalığın kendilerinde olamayacağı gibi yanlış bir bilgiye sahip olmaları nedeniyle memede gelişen bir kitle önemsenmemekte ve hastalığın daha ileri evrelerinde teşhis konulmasına sebep olabilmektedir. Bu nedenle erkekler de memelerinde gelişen her yeni kitleyi önemsemelidirler” dedi.

Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Şener Cihan, meme kanseri hakkında açıklamalarda bulundu.

Ele gelen kitle göz ardı edilmemeli

Meme kanserinin tanımına değinen Prof. Dr. Şener Cihan, “Meme kanseri, memedeki süt üreten, süt taşıyan ve meme destek dokusunu oluşturan hücrelerden kaynaklanan kanserdir” diye konuştu.

Meme kanserinde görülen belirtilerden bahseden Prof. Dr. Cihan şu bilgileri paylaştı:

“Meme kanserinin en sık karşılaşılan belirtisi, ele gelen kitledir. Bu kitle genelde ağrısız, zamanla büyüyen bir karakterdedir. Adet döngülerinde oluşan ve kaybolan kitleler meme kanseri belirtisi değildir. Kitlenin oluştuğu yere ve zamanla büyümesine bağlı olarak memede çekintiler, şişlikler, ileri aşamada portakal kabuğu görünümü, deride kalınlaşma, meme ucunun hassaslaşması ya da içe dönmesi ve meme başı akıntısı görülebilir. Bazı olgularda koltuk altındaki lenf düğümlerinin tutulması ve büyümesi ile bu bölgede de ele gelen kitle tespit edilebilir. Kitlenin erken tespiti hastalık tedavisi açısından önemli olduğu için kadınların kendi kendine muayeneyi alışkanlık haline getirmeleri gerekmektedir.”

Aşırı sigara ve alkol tüketimi kanser riskini artırabilir

Meme kanseri görülme riskinin birtakım faktörler nedeniyle bazı kadınlarda daha fazla olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Cihan, “Bu faktörlerin en başında genetik anormallikler yatar. BRCA1/BRCA2 gen mutasyonu taşıyan kişilerde kanser görülme olasılığı daha fazladır. Bu gen mutasyonu genetik geçişli tümörlere örnektir. Bu nedenle ailesinde meme kanseri öyküsü olanlar risk altındadır. Bunun dışında, kişinin yaşam şekli kanser gelişmesinde önemli bir faktördür. Aşırı sigara ve alkol tüketiminin birçok kanserde olduğu gibi meme kanserinin oluşumunda da önemli bir yeri vardır. Meme kanseri oluşumunda östrojen hormonunun rolü büyüktür. Kişinin yaşam boyunca östrojene maruz kalma süresini artıran erken adet görmeye başlama, geç menopoz, hiç bebek sahibi olmamak, 30 yaş sonrasında bebek sahibi olmak ve obezite diğer önemli risk faktörleridir” ifadelerini kullandı.

Riski azaltmak için yapılması gerekenler

Prof. Dr. Cihan, meme kanseri riskini azaltmak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

“Beslenme şekli ve aşırı kilodan kaçınma: Aşırı, düzensiz ve sağlıksız öğünlerden oluşan beslenme şekli hem besin içerikleri nedeniyle hem de aşırı kilo almaya neden olacağı için risk faktörüdür. Sebze meyve ağırlıklı beslenmek, fazla kilolular için kilo vermek, alkol ve sigaradan uzak durmak meme kanseri riskini azaltacaktır.

“Egzersiz: Sadece fazla kilolu/obez insanlar için değil, normal kilolu kişiler için de günlük hayata girmesi gereken aktivitedir. Vücuttaki fazla yağların erimesine neden olarak östrojen ve insülin metabolizmasını dengelemektedir. Haftada 5 gün yarım saat süre ile yapılacak tempolu bir yürüyüş kanser riskini azaltmaktadır

“Erken yaşta çocuk sahibi olmak: Memenin anatomik ve fizyolojik tam gelişimi gebelik ve emzirme sonrası tamamlanmaktadır. Gebelik ve emzirme sürecinden geçmemiş bir memede kanser görülme riski yüksektir. 30 yaşın altında çocuk sahibi olan kadınlarda daha az meme kanseri görülmektedir. Mümkünse 30 yaşından önce çocuk sahibi olunmalı ve en az 6 ay emzirilmelidir.

“Tarama testleri/erken teşhis: Erken teşhis edilen birçok kanser için yapılan tedaviler kanseri önlemek ile aynı etkiye sahiptir. Bu nedenle özellikle ailesinde meme kanseri ve diğer kanser hikâyesi olanlar 40 yaşında, aile riski taşımayan kadınlar ise 50 yaşından itibaren meme kontrollerini yaptırmalıdır.”

Meme kanseri sıklığı yıllar içinde artmaktadır

Meme kanseri görülme sıklığının yıllar içinde arttığını söyleyen Prof. Dr. Cihan, “Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, tüm dünyada meme kanseri görülme oranı 100 bin kişide 58.6’dır. Bu oran Türkiye için 56.6’dır. Günümüzden 10 yıl öncesine 2012 yılına ait kanser istatistiklerinde 46.2 olan bu oranın 2040 yılında 79 olacağı hesaplanmaktadır. Bu veriler meme kanseri riskinin çevresel faktörler yüzünden yıllar içinde katlanarak artacağını göstermektedir” açıklamasında bulundu.

Tümörün evresine göre tedavi seçenekleri değişebilir

Meme kanseri teşhisinin ve tedavisinin birçok kliniğin içinde olduğu multidisipliner bir yaklaşımı gerektirdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Cihan, şunları söyledi:

“Her olgu, bünyesinde esas olarak tıbbi onkoloji, genel cerrahi, radyasyon onkolojisi ve patoloji branşlarından hekimlerin olduğu bir tümör konseyinde değerlendirilerek kişiye en uygun tedavi kararı verilir. Tümörün evresi ve alt tipine göre önerilen tedavi seçenekleri değişmektedir. Kimi hasta sadece cerrahi ile süreci tamamlayabilirken kimi hasta uzun kemoterapi ve radyoterapi sürecine girebilmektedir. Erken evrede yakalanan hastaların tedavi süreci daha rahat ve daha iyi sonuçlarla tamamlaması, tarama ve erken teşhisin önemini bir kez daha göstermektedir.”

Akıllı ilaç ve immünoterapi yöntemleri de kullanılabiliyor

Günümüzde meme kanserinin tedavisinde 10 yıl öncesine göre bile oldukça önemli gelişmeler elde edildiğini belirten Prof. Dr. Cihan, “Önceki yıllarda meme, meme altı kas dokusu ve koltuk altı lenf nodları çıkarılırken günümüzde artık aynı hastada sadece tümör yatağının çıkarılması yeterli olabilmektedir. Meme kanseri cerrahisinin öncesinde ise kemoterapi, hedefe yönelik tedavi (akıllı ilaç) ve immünoterapi oldukça sık kullanılabilmektedir. Meme kanseri tespit edilmiş bir hastanın tedavi planının mutlaka bir tümör konseyi tarafından yapılması gerekmektedir” dedi.

Hastanın moral motivasyonu tedavide oldukça önemli

Meme kanseri teşhisi konulan hastanın tedavisinin hastalığın evresine ve tümörün alt tipine göre değişebildiğine değinen Prof. Dr. Cihan, şu ifadelere yer verdi:

“Erken dönem ve hormon pozitif tümörler sadece bir hormon hapı ile tedavi edebilmekteyken bazı agresif tümör türlerinde erken evrede dahi kemoterapi ve diğer tedavi seçenekleri uygulanabilmektedir. Cerrahinin şekli ve radyoterapi uygulanabilirliği yine evre ile ilişkili tedavi seçenekleridir. Kanser hastaları tedavi ve takiplerini mutlaka bir tıbbi onkolog gözetiminde yaptırmalıdırlar. Alternatif tedavi seçeneklerine yönelip, asıl gerekli tıbbi tedavilerden kaçınmak bir kanser hastasının yapabileceği en büyük hatadır. Destek tedavileri tıbbi onkolog gözetiminde ve onayı ile yapılmalıdır. Kemoterapi süreci çoğu hasta için stresli olabilmekle birlikte bu dönemi sorunsuz atlatan birçok hasta da vardır. Hastanın moral ve motivasyonu, süreci belirleyen en önemli faktördür.”

Akdeniz mutfağına yönelmekte fayda olabilir

Meme kanseri hastalarının beslenme alışkanlıklarının Akdeniz Mutfağı olarak tanımlanan daha sağlıklı besinlere kaydırılabileceğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Cihan, “Tatlı tüketimi sanıldığı gibi kanseri tetiklememektedir. Aşırıya kaçmamak kaydı ile tüketilebilir. İş ortamı temiz ve sağlıklı ise kendilerini iyi hissettikleri sürece çalışabilirler. Ancak kemoterapinin vücudun savunma sistemini zayıflatabileceği göz önünde bulundurulmalı ve enfeksiyonlara karşı gerekli tedbirler alınmalıdır. Diğer kanserlerde olduğu gibi meme kanseri hastalarının da uyması gereken kurallardan biri kontrollerini aksatmamalarıdır. Kansere yakalanmış bir kişide kanserin tekrarlaması söz konusu olabildiği gibi başka yerlerde başka kanser türleri de gelişebilmektedir. Bu nedenle düzenli kontrol önemlidir.  Kontrollerde yapılacak tetkikler kişiye ve hastalığa göre değişmektedir” diyerek sözlerini noktaladı.

 


https://bit.ly/3etebh0

Midelerindeki uyuşturucu hastanede ortaya çıktı

Midelerindeki uyuşturucu hastanede ortaya çıktı

Polisin durdurarak, şüphe üzerine hastaneye götürdüğü İran uyruklu 2 kişinin midesinden 64 kapsül halinde 558,83 gram eroin çıkarıldı. 

Erzurum İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Erzincan- Erzurum yolunda aracı durdurdu. Polis, İran’dan Türkiye’ye giriş yapan araçtaki 2 kişiden şüphelenince muayene için hastaneye götürdü ve röntgen çekildi.

İran uyruklu kişilerin midesinde kapsüller olduğu görüldü. Hastanede yapılan işlem sonrası 2 şüphelinin midesinden 64 kapsül halinde 558,83 gram eroin çıkarıldı. Emniyetteki sorguları tamamlanan Ali F. ile Saman G., sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı. 


https://bit.ly/3D3V3Aj

Ünlü karikatürist Serkan Yılmaz badanacılığa başladı

Ünlü karikatürist Serkan Yılmaz badanacılığa başladı

Penguen Dergisi'ndeki 'Dudullu Postası' köşesiyle bilinen, karikatürist Serkan Yılmaz, pandemi döneminde çalışamadığı için ekonomik sıkıntılar yaşadı.

Yılmaz, biriken borçlarını ödemek için, baba mesleği olan boya badana yapmaya başladı. Yaklaşık bir aydır okurlarının evlerinde boya-badana yapan ünlü karikatürist, duvarları boyarken bir yandan da onlarla sohbet ediyor.

İzlediği bir dizide, karakterin 'Yalnızca cesurların işidir badana yapmak' repliğinden ilham alarak boya badana işine başladığını söyleyen Yılmaz, karikatürist olarak yeterli para kazanamadığını ifade etti.

"Yalnızca cesurların işidir badana yapmak' sözünden etkilenerek başladım"

Pandemi döneminde sanatçıların çok zor zamanlar geçirdiğini belirten Serkan Yılmaz, "Boya işine girmem izlediğim bir dizide badanacı karakterinin 'Yalnızca cesurların işidir badana yapmak' sözünden etkilenerek başladım. Bob Ross 'Yalnızca cesurlar resim yapabilir' der, fırça efektleriyle, ağaçları bulutları oluştururken rahat olun der. Ben de bu teknikleri biliyorum dedim, boyacılıkta baba mesleğim deyip başladım. Badanacılığa canım istediği için girdim. Bu işi yaptığım için bedenen de çok iyi hissediyorum kendimi. Akşama kadar çok çalıştığım için vücudum mutluluk hormonu salgıladı" dedi.

"Bunu seçmemin en önemli nedeni ekonomik sebeplerdi"

Yılmaz karikatür dünyasının internete geçtiğini, sarı sayfa devrinin bittiğini belirterek, "Karikatürün biteceğini düşünmüyorum, yine birisi çizer ve internetten yayınlamaya başlar. İnternetten takipçi kasıp sponsor bulmak istemedim ve badanacılık yapıp paramı almak istedim. Tabii bunu seçmemin en önemli nedeni ekonomik sebeplerdi. Karikatür son dönemde geçinmek için iyi bir yol değil. Her zaman, karikatüristliğin yanında mutlaka bir 'B' planınız olsun derlerdi. Sanat işi tam güven vermez, ne zaman biteceğini bilemezsiniz. Çok harcamaları olan bir insan değilim, badanacılık beni geçindiriyor. Okurların evlerini boyamak çok güzel. Zanaat kısmını çok seviyorum, sanat kadar güzel bir şey. Sanat yapıp, 'işte bu sanat' demek de var, boya yapıp 'güzel' demek de var. Şu an çizim yapmıyorum, aktif olarak boyacılık yapıyorum" dedi.


https://bit.ly/3cU56NJ

Ruslar ev tekstili fuarına geliyor

Ruslar ev tekstili fuarına geliyor

 





ANTALYA,(DHA) - DÜNYA ev tekstili sektörünün beklediği fuar hafta sonunda Antalya'da açılıyor. Ukrayna ile savaş halindeki Rusya, CNR Ev Tekstili Fuarı'na en önemli alım heyetleri ile geliyor. Ev tekstili sektörünün ihracatına büyük katkı sunan CNR Ev Tekstili Fuarı 10 Eylül'de açılıyor. 30 binin üzerinde ziyaretçiyi katılımcı firmalarla bir araya getirecek olan fuarda 150'nin üzerinde yabancı firma da ürün sergileyecek. Fuarın en ciddi alıcıları ise Rusya'dan gelecek.



Firmaları uluslararası alıcılarla buluşacak olan CNR Ev Tekstili Fuarı, 10-14 Eylül 2022 tarihleri arasında ANFAŞ - Antalya Fuar Merkezi'nde organize edilecek. CNR Holding kuruluşlarından İstanbul Fuarcılık tarafından düzenlenen fuar, iç piyasanın yanı sıra ABD, Yunanistan, Almanya, Polonya, Rusya, Fas, İngiltere, İsrail, İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türki Cumhuriyetlerden 30 binin üzerinde ziyaretçiyi katılımcı firmalarla bir araya getirecek. Fuar esnasında alınacak siparişler ve yıl boyunca yapılan anlaşmalar sayesinde ev tekstili ihracatının 3 milyar doların üzerine çıkması hedefleniyor.



Ev Tekstili Fuarı'na, İspanya, Fas, Portekiz ve Çin milli katılım sağlarken; Hollanda, Belçika, Hindistan, Yunanistan, Ukrayna, Mısır, Bangladeş, Pakistan, Almanya, Ürdün, İran, Fransa, Avusturya, Türkmenistan gibi ülkeler de bireysel olarak yer alacak. Fuarda toplam 150'den fazla yabancı firma katılımcı olarak ürün sergileyecek. 



İstanbul, Bursa, Ankara, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adana, Kayseri, İzmir, Denizli, Aydın, Manisa, Tekirdağ ve Uşak başta olmak üzere Türkiye'nin dört bir yanından gelen yerli alıcılar da fuarda katılımcılarla iş teması kuracak.



Fuar, tülden perde sistemlerine, banyo ürünlerinden uyku ve yatak odası tekstiline, döşemelikten mutfak ve yemek odası tekstiline kadar çok geniş bir ürün yelpazesine sahip. Fuar, ev tekstili üreticilerini, yerli ve yabancı ithalatçılar, ihracatçılar, üreticiler, toptancılar, perakendeciler, zincir mağazalar, iç mimarlar ve dekoratörler, otel satınalmacıları, kamu kuruluşları ve tasarımcılar ile 5 gün boyunca bir araya getirecek.



Antalya'nın, turizmin yanında ev tekstili ihracatının da merkezi yapacak olan CNR Ev Tekstili Fuarı'na en önemli alım heyetleri Rusya'dan gelecek. Yeni siparişler vermek için uzun zamandır bu fuarı bekleyen Ruslar, kendi ülkelerindeki fuarların iptal olması nedeni ile CNR Ev Tekstili Fuarı'na özel ilgi gösteriyor. Sadece Rusya'dan 16 binin üzerinde satın almacının online bilet rezervasyonu yaptırdığı fuar, ziyaretçileri ve katılımcılarına çok büyük ticaret anlaşmaları imzalamanın yanında, fuar ziyaretlerini kısa bir tatil fırsatına çevirme olanağı da sunacak.(DHA)





FOTOĞRAFLI




https://bit.ly/3Qkfuw0